1. Giriş

İcra İflas Kanunu kapsamında borçlunun ve alacaklarının haklarını koruma altına alan kurumlar düzenlenmiştir. Bu kurumlardan biri de “İcra Takibinin İptali ve Taliki’dir.”

İcra takibinin kesinleşmesinin ardından, borcu ve takibi sona erdirmek isteyen borçlu, borcunu icra dairesinin banka hesabı dışında ödemiş olabilir.  Ayrıca takibe devam edilmediği için zamanaşımı veya alacaklının borçluya mehil tanıması da söz konusu olmuş olabilir. Böyle bir halde alacaklının takibi geri alması veya takibine devam etmemesi gerekir.  Ancak alacaklı haksız bir şekilde takibe devam etmek isteyebilir. Böyle bir halde, borçluya iptal ve talik imkânları tanınmıştır. (İİK m. 71)

İptal ve Talik kanunda ilamsız takip başlığı altında düzenlenmiştir. Dolayısıyla ilamsız icra takibi için söz konusu olacaktır.

  1. İcra Takibinin İptali ve Ertelenmesi
  2. A) İtfa Nedeniyle İptal

Borcun ve fer’ilerinin itfa edilmiş olması gerekir (İİK m. 71,1). İtfa, ödemeyi de aşacak şekilde borcu sona erdiren tüm sebepleri ifade eder. Bağışlama, ibra, takas, ödeme yine madde 71 kapsamında birer itfa halidir.

Borç, takibin kesinleşmesinden sonra ödenmiş olmalıdır. Kesinleşmiş bir irca takibinin neticesinde bu durum söz konusu olduğundan dolayı, takibin kesinleşmesinden önce ödenen borç bu hususta geçerli olmaz. Çünkü ödeme emrine itiraz süresinden önce yapılan ödemeler, ödeme emrine itiraz yolu ile ileri sürülmüş olmalıdır.

Ancak borcun tamamının itfa edilmiş olması şartı aranmaz. Bir kısmının itfa edilmiş olması halinde, icra mahkemesinden takibin kısmen iptali de istenebilir.

Belge ile ispat etmelidir. İtfanın ispatı şarttır. Söz konusu ispat, ancak alacaklı tarafından verilen, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belgeyle mümkün olabilir (İİK m. 71).

Alacaklının imzasını inkâr etmesi halinde takibin iptali talebi reddedilir. Bu belgeleri elinde bulundurmayan borçlu, genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir. (İİK m. 72)

  1. B) İmhâl nedeniyle erteleme

Alacaklı borçluya bir süre tanımış olabilir. Ancak süre tanıdıktan sonra yine haksız şekilde takibe devam etmek isteyebilir. Böyle takibin ertelenmesine imkân sağlanmıştır.

Alacaklı tarafından, borçluya süre verilmiş olmalıdır. Bu süre, itfa halinde olduğu gibi, borcun kesinleşmesinden sonra verilmiş olmalıdır. Yoksa yukarıda belirttiğimiz halin uygulanmasını mümkün kılmayan gerekçeler burada da söz konusu olacaktır.

Belge ile ispat edilmelidir. Bu ispat, ancak alacaklı tarafından verilen, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belgeyle mümkün olabilir.

Takibin talikinde, kişiler arasındaki hukuki ilişki devam etmektedir, etmediği yönünde bir iddiaları da yoktur. Burada amaç takibi durdurmaktır. Talik halinde takip, alacaklının verdiği sürenin ardından kaldığı yerden devam eder.  Takibin taliki, takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinden istenecektir.

  1. C) Zamanaşımı nedeniyle iptal

Takip, zamanaşımına uğradığı takdirde borçlunun icra mahkemesine başvurarak takibin iptali hakkı doğar. Ancak borcun itfa edilmiş olmayacağını belirtmek gerekir. Bu sebeple İİK m. 71/2 ayrıca ele alınmalıdır.

Ancak, itfa şartlarında sayıldığı üzere, zamanaşımı takibin kesinleşmesinden sonra meydana gelmiş olmalıdır. Aksi halde bu durum yine ödeme emrine itiraz aşamasında öne sürülmelidir.

Burada borçlunun herhangi bir belge ile ispat yükümlülüğü bulunmaz. İcra dairelerinin resmi belgeleri bu bilginin kolaylıkla öğrenilmesine olanak sağlayacaktır.

Takibin zamanaşımına uğradığının ispat edilir, daha sonrasında alacaklı kanunda sayılan zamanaşımının kesilmesi sebeplerini öne sürebilecektir. Bu haller TBK m. 154’te açıkça sayılmıştır;

  • Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse,
  • Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.
  • Burada alacaklının ispati imzası borçlu tarafından ikrar edilen bir belge ile mümkündür. Burada, borçlunun imzayı inkâr etmesi halinde, imza inceleyemeyeceğinden icra mahkemesi davayı reddeder.

III. Hüküm ve Sonuçları

  1. A) Takibin İptali.

İcra mahkemesinin verdiği karar ile birlikte, karara kadar yapılan tüm takip işlemleri iptal edilir. Bu karar kesin hüküm niteliğinde değildir; alacaklı borçluya karşı alacak davası, borçlu ise talebinin reddine karşın menfi tespit veya istirdat davası açabilir.

  1. B) Takibin Taliki

İcra mahkemesinin taraflarca anlaşıldığına ve mehil süre verildiğine karar vermesi halinde, kararda belirtilen süre kadar takip durur. Bu sürenin ardından takip kaldığı yerden devam eder. Takibin durur ancak haciz ve satış isteme süreleri devam edecektir.

Alacaklının, kararın kesinleştiğinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde genel mahkemelerde dava açarak itiraz edebilir aksi halde takibin taliki kesin hüküm teşkil edecektir.

  1. Yargıtay Kararları
  • Borçlunun “borcunun kalmadığı”nı ileri sürerek yaptığı başvurunun İİK m. 71 uyarınca “itfa” itirazı olduğu, alacaklı vekilinin sonraki beyanıyla takip konusu borcun takip tarihinden sonra ödendiği anlaşıldığından, takibin iptaline dair verilen kararın onanması gerektiği-” 
  • İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının süreye tabi olmadığı-” 
  • “İflas erteleme tedbir kararı ile takiplerin engellenmesine dair verilen kararın zamanaşımı sürelerini keseceği-” 
  • “Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazının 5 günlük süreye tabi olduğu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikâyetin süreye tabi olmadığı-” 

 

Her hakkı saklıdır. Bu yazı içeriğinde yer alan bilgiler, eteysehukuk.com a atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Atıf yapmadan, kısmen veya tamamen alıntı yapılması halinde ilgililer hakkında hukuki ve cezai yollara müracaat edilecektir.