Müteselsil suç olarak da isimlendirilen zincirleme suç, TCK’nın 43/1. maddesinde; ‘’(1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.’’ şeklinde düzenlenmiştir.
Özünde suni bir kavram olan zincirleme suç, yüksek olan cezaları bir nebze olsun azaltmak maksadıyla hukukçular tarafından sanık lehine geliştirilmiş, daha sonrasında da kanunlara girmiştir. Örnek vermek gerekirse, bir mağazada kasiyer olarak çalışan (A) önceden verdiği karar doğrultusunda iki ay müddetle her akşam kasadan gizlice bir miktar para alsa, burada birbirinden bağımsız altmış ayrı güveni kötüye kullanma suçu (TCK.m.155) vardır. (A)’nın her suç bakımından ayrı ayrı yargılanıp altmış ayrı ceza alması gerekir. İşte TCK.’nın 43. madde hükmü uyarınca faile bu kadar yüksek ceza verilmez, bir tek güveni kötüye kullanma suçunun cezası, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılarak hükmedilir.
Mezkur madde hükmü uyarınca zincirleme suçun oluşabilmesi üç şartın varlığına bağlıdır:
1-) Aynı suçun değişik zamanlarda birden çok işlenmesi, yani birden fazla suçun bulunması,
2-) Bir suç işleme kararının bulunması,
3-) Bir kişiye karşı suçun işlenmesi,
1-) Aynı Suçun Değişik Zamanlarda Birden Çok İşlenmesi
Bu husus m. 43/1’de ‘’aynı suçun birden fazla işlenmesi’’ ifadesi ile açıklanmaktadır. O halde, zincirleme suçun varlığı için öncelikle birden fazla, her biri tipik ( suç unsurlarını taşıyan), hukuka aykırı, ve kusurlu fiillerin bulunması gerekmektedir. Bu anlamda olmak üzere, bir suçun birden fazla işlenmiş kabul edilebilmesi için en az iki kez işlenmiş olması gerekir. Örneğin, bir sürüden aynı anda farklı kişilere ait koyunların çalınması, ya da otoparkta bulunan otomobillerin camları kırılarak radyo teyplerinin çalınması durumunda, tek bir suç oluşur ve zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Zira hırsızlık suçunda mülkiyet değil, zilyetlik(bir malı elinde bulundurma ve kullanmakta olma durumu) korunmaktadır. Suç konusu mallar birden çok kişiye ait olsa bile suçun mağduru zilyettir.
Yine m. 43/1’de yer alan kurala göre, bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Yine Kanun’da açık hüküm olmamakla birlikte, ‘’aynı suç’’ kavramına bir suçun teşebbüş halinde kalmış şekli de dahildir. Ayrıca zincirleme suçlardan birinin teşebbüs aşamasında kalmış olması, teşebbüs indirimi uygulanmasını da gerektirmez.
Zincirleme suç kapsamındaki suçların her birinin başlı başına cezalandırılabiliyor olması ve suça ilişkin bütün unsurların gerçekleşmiş olması icap eder. Bu itibarla, işlendikleri sırada suç teşkil etmeyen fiiller, kusurluluğun bulunmadığı filler, hukuka uygun fiiller zincire dahil edilmezler. Ayrıca belirtmek gerekir ki genel af durumunda ister zincirleme suç ilişkisi sona ermeden, ister sona erdikten sonra genel af çıkmış olsun, zincirleme suç şeklinde işlenen suçlardan her birinin genel affa tabi olup olmadıklarının ayrı ayrı araştırılması ve affın kapsamına giren suçlar varsa, bunların zincirleme suç bakımından dikkate alınmaması uygun olacaktır.
Yine şikayete bağlı olup da şikayetten vazgeçilmiş olan suçlar, zincirleme suça dahil sayılmazlar.
Ayrıca niteliği gereği, aynı mağdur üzerinde ancak bir defa işlenmesi mümkün olan ve teşebbüse de elverişli olmayan suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Fail, tek kişi olabileceği gibi birden fazla kişi de de olabilir. Failin suçu ilk önce tek başına, sonra iştirak halinde işlemesinin bir önemi yoktur. Bu durumda zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Ancak fail, iştirak halinde işlediği suçlardan birinde ‘’yardım eden’’ konumunda iken devamındaki suçu sonrasında kendisi tek başına işlemişse zincirleme suç hükümleri uygulanamaz. Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için failin ilk suçta ‘’asli fail’’ olarak yer almış olması gerekir.
Bu hususlara binaen ayrıca zincirleme suç ihmali fiillerin tekrarlanması suretiyle de işlenebilir. Yine bu kapsamdaki hareketlerin bir kısmı icrai, bir kısmı ihmali şekilde de olabilir.
2-) Birden Fazla Suçun Bir Suç İşleme Kararıyla İşlenmesi
Zinciri oluşturan suçların aynı suç işleme kararıyla işlenmiş olması gerekir. Zincirleme suç bakımından karakteristik unsur, kurucu unsur, bu unsurdur. Suç işleme kararındaki birlik, birbirinden bağımsız olan eylemleri birbirine bağlayıp olaya zincirleme suç niteliğini vermelidir. Zincirleme suçu oluşturan fiiller, tek bir suçu işleme kararından doğmuş olmalıdır. Bu şartın yerine gelmiş sayılabilmesi adına, fail, önceden böyle bir plan yapmış, niyetini oluşturmuş, lakin bunu bir defada gerçekleştirmek yerine, kısımlara bölmeyi ve bu suretle gerçekleştirmeyi daha uygun görmüştür. Diğer taraftan, faildeki suçu kısımlara bölerek işleme kararı en baştan var olabileceği gibi suçun icrası sırasında da ortaya çıkmış olabilir.
Kanunda kullanılan ‘’karar’’ ifadesinden, zincirleme suç kapsamında işlenen suçların ancak kasten işlenebilecek suçlar olduğu da anlaşılmalıdır.
3-) Bir Kişiye Karşı Suçun İşlenmesi
TCK.’nın 43 üncü maddesinde aynı kişiye karşı suç işlenmesi halinde zincirleme suçun söz konusu olabileceği hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde konuya ilişkin olarak ‘’bir suçun aynı suç işleme kararı kapsamında olsa da değişik kişilere karşı birden fazla işlenmesi halinde, zincirleme suç hükümleri uygulanamaz. Buna göre, örneğin, bir otoparkta bulunan otomobillerin camları kırılarak radyo teyplerin çalınması durumunda, her bir kişiye ait otomobildeki hırsızlık, bağımsız bir suç olma özelliğini korur ve olayda cezaların içtimaı hükümleri uygulanır’’ denilmiştir. Bu sebeple, suçun mağdurunun farklı kişiler olması halinde zincirleme suç hükümleri uygulanamayacaktır. Örneğin, birer gün arayla bir okuldaki öğretmenler odasına giren failin, her defasında farklı bir öğretmenin çantasından para veya başkaca kıymetli eşyayı alması durumunda mağdur sayısınca hırsızlık suçu oluşacağından zincirleme suç hükümleri uygulanamaz.
Belirli bir kişinin değil, toplumu oluşturan herkesin mağdur olduğu suçlarda da (örneğin, zimmet, irtikap, rüşvet, çevrenin kasten kirletilmesi) zincirleme suç hükümleri uygulanır.
Zincirleme Suçta Yaptırım
Zincirleme suçun varlığı kabul edildiğinde işlenmiş olan birden çok suç dolayısıyla faile tek ceza verilecek bu ceza dörtte birden dörtte üçüne kadar artırılabilecektir(TCK m. 43). Burada artırıma esas alınacak ceza somut cezadır. Zincirleme suç kapsamındaki suçlardan bazıları cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli unsur taşıyorsa artırıma esas alınacak ceza, nitelikli unsurun bulunduğu fiile verilecek cezadır. Suçlardan bir kısmı tamamlanmış, bazıları teşebbüs aşamasında kalmış ise, tamamlanmış suçun cezası esas alınarak artırım yapılması icap eder.
Zincirleme suça dahil edilen bir fiilin af, zamanaşımı, şikayetten vazgeçme gibi ceza ilişkisini ortadan kaldıran bir sebeple cezalandırılabilme imkanını kaybetmemiş olması gerekmektedir. Şayet suç, ceza ilişkisini ortadan kaldıran her hangi bir sebeple cezalandırılamıyorsa, zincirleme suç ilişkisine dahil edilmesi mümkün değildir.
Zincirleme Suçun Kabul Edilmeyeceği Suçlar
TCK’nın 43. maddesinin üçüncü fıkrası gereği, kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında zincirleme suç hükümleri uygulanmayacaktır.
Her hakkı saklıdır. Bu yazı içeriğinde yer alan bilgiler, eteysehukuk.com a atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Atıf yapmadan, kısmen veya tamamen alıntı yapılması halinde ilgililer hakkında hukuki ve cezai yollara müracaat edilecektir.