Kavram

Özel hayatın gizliliği hakkı bireye birçok alanda çeşitli koruma imkânları sunmaktadır. Yer yer özel hayatın gizliliği başlığı altında değerlendirilen “unutulma hakkı”, yine bu doğrultuda koruma imkânı sunmaktadır. Ancak ayrı bir temel hak olarak ele alındığı çeşitli çalışmalar vardır. Anayasamızda yer alan aşağıda verdiğimiz özel hayatın gizliliğine ilişkin maddeler unutulma hakkını koruma altına alan haklar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Anayasa, md. 20/3 “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar.”

20/1 “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.”

  1. 5 “…insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

İnternetin öznesini oluşturduğumuzu ve internetin neredeyse bütünüyle bizim verilerimizden meydana geldiğini düşündüğümüzde ortaya birçok sorunun çıkabileceğini görmek bariz hale geliyor. Bu hususta bizlerin verilerinin internet içerisinde bizlerin kontrolü, isteği ve talebi dışında dolaşımını engellemek için çeşitli farklı yollar olsa da, bunlardan bir diğeri unutulma hakkıdır. Unutulma hakkı kapsamında arama motorlarına yönelik kaldırma, indeksten çıkarma talebinde bulunulabilecektir.

Ortaya Çıkışı

Unutulma hakkı diğer hakların zaman içerisinde dönüşümünün bir sonucu olarak içtihadî olarak ortaya çıkmıştır. Hukuk alanında ilk ortaya çıkışı “Google – İspanya Kararı” dediğimiz, unutulma hakkı bağlamında oldukça önem arz eden mahkeme kararıyla olmuştur.

Karara konu olan olayda, başvurucu Mario Costeja Gonzalez, kendi ismini Google’da arattığında bir gazetenin sosyal güvenlik borçları nedeniyle mülkünü satmasını konu alan haber linklerinin kaldırılması veya düzeltilmesi amacıyla “İspanyol Veri Koruma Ajansı’na” başvuru yapmıştır. Veri Koruma Ajansı’nın linklerin kaldırılması kararı vermesinin üzerine Google, olayı Ulusal Mahkeme’ye taşımıştır. Yüksek Mahkeme, olayı kişisel verilerin korunması ve arama motorlarının yükümlülüğü bağlamında değerlendirmiştir.

Mahkeme ise karar vermeden önce Avrupa Birliği Adalet Divanı’ndan ön karar istemiştir. ABAD, görüşünde; işlenen verilerin zamanla “yetersiz, ilgisiz ya da aşırı” hale gelmesi durumunda ve üstün kamu yararı bulunmaması halinde silinmesi gerektiğini belirtmiştir.

Ancak burada değerlendirmenin oldukça önem arz ettiği; söz konusu verilerin kişilerin ifade hürriyeti ve bilgiye ulaşma hakları bağlamında bir denge kurularak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İlgili olayla birlikte içtihadî olarak ortaya çıkan “unutulma hakkı” konuşulmaya ve tartışılmaya devam etmiş; pozitif hukukta yer almaya başlamıştır.

Bizim hukukumuzda ise ilk kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015 tarihli kararında yer almıştır; “Üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkıdır.”

 

Hak Arama Yöntemleri ve Kişisel Verileri Kurumu

Unutulma hakkı kapsamında silme talebi öncelikle arama motoruna, yani veri sorumlusuna, ardından talebin karşılanmaması doğrultusunda, yargıya başvurmadan önce,“Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na” yapılmaktadır. Kaldırılma taleplerinin yanı sıra kişiye verilmiş olabilecek maddi – manevi her türlü tazminat hakkı mahkemelerde aranabilecektir.

“Unutulma Hakkı Nedir?” ,“Unutulma Hakkını Nasıl Kullanırım?” gibi sorulara cevap verebilmemiz için ilgili hakka ve taleplere kurumun yaklaşımını anlayabilmemiz gerekir. Kurum, kişilerin unutulma hakkı kapsamında ilgili olayın kendilerine gelmeden önce hem Arama Motoru tarafından hem de birey tarafından göz önünde bulundurulması adına esas kriterler yayınlamıştır. Değerlendirmede bu esas kriterlerin ölçüt alındığı bilinmektedir. Ancak bunların kesin kurallar olmadığını belirtmek gerekir. Bu kriterler şunlardır;

İLGİLİ KİŞİ KAMUSAL YAŞAMDA ÖNEMLİ BİR ROL OYNUYOR MU? – Diğer bireylere göre kamusal yaşamda rolü olan bireylerin verilerine erişimde daha fazla kamu yararı vardır. Dolayısıyla bu kişiler diğerlerinden daha farklı şekilde değerlendirilecektir. Kamu yararı hususunun artmasıyla doğru orantılı olarak unutulma hakkının kullanılması güçleşecektir.

ARAMA SONUÇLARININ ÖZNESİ BİR ÇOCUK MU?–  İlgili kişi, kendisine ait verilerin yayımlanması sırasında reşit değilse, talebin kabul görme olasılığı daha yüksektir.

BİLGİNİN İÇERİĞİ DOĞRU MU? – Bilginin doğru olması, gerçeğe uygun olması anlamına gelmektedir. Doğru olmayan ya da yanıltıcı olan bilginin kaldırılması talebinde kabul edilme olasılığı daha yüksektir.

BİLGİLER KİŞİNİN ÇALIŞMA HAYATI İLE Mİ İLGİLİ?– İlgili kişinin halihazırda yürüttüğü iş yaşamı ile ilgili bilgilerin kamu tarafından ulaşılabilir olması kamu yararı açısından önem arz edebilir. Bu yöndeki taleplerin kabul edilme olasılığı düşük olacaktır.

BİLGİ İLGİLİ KİŞİ HAKKINDA HAKARET, ONUR KIRICI, İFTİRA NİTELİĞİ TAŞIYOR MU? – Arama motorunda listelenen sonuçlarda kişi hakkında nefret söylemi, aşağılayıcı ifadeler bulunan suç niteliği taşıyan içeriklerin kaldırılması hususunda talebin kabulü ihtimali kesine yakındır.

BİLGİ ÖZEL NİTELİKLİ KİŞİSEL VERİ NİTELİĞİ TAŞIYOR MU?– Özel nitelikli kişisel veriler; öğrenildiği takdirde kişinin mağdur olabilmesine ya da ayrımcılığa maruz kalmasına neden olabilecek nitelikteki veriler olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda, ilgili kişilerin hassas (cinsel hayata, dini inancına, sağlına ilişkin bilgiler vb.) bilgilerinin kaldırılmasına yönelik taleplerin kabul görme olasılığı daha yüksektir. Ancak her türlü veride yine kamu yararı gözetilecektir.

ARAMA SONUÇLARINDA ULAŞILAN BİLGİ GÜNCEL Mİ? – Verinin güncel olmaması talebin kabulü olasılığını artırmaktadır.

BİLGİ KİŞİ HAKKINDA ÖNYARGIYA SEBEP OLUYOR MU?– İlgili kişi hakkındaki bilginin kendisi hakkında önyargıya sebep olduğunu öne sürüyor ve bunu ispatlayabiliyorsa kaldırılması yönündeki talebin kabul görme olasılığı artacaktır.

BİLGİ KİŞİ AÇISINDAN BİR RİSK DOĞURUYOR MU?– Arama sonucunda ulaşılan bilgiler ilgili kişiyi kimlik hırsızlığı veya takip edilme gibi risklere açık hale getiriyorsa, bilginin kaldırılması yönündeki talebin kabul görme olasılığı artacaktır.

BİLGİ KİŞİNİN KENDİSİ TARAFINDAN MI YAYIMLANDI?– İlgili kişi tarafından ya da onun açık rızası ile yayımlanan bilgilerin kaldırılması yönündeki taleplerin kabul oranı düşüktür. Ancak kişinin açık rıza verirken bilginin nasıl işleneceğini, paylaşılacağını vs. biliyor olması gerekmektedir. Hile, yanıltma gibi durumları fırsat bilerek alınan açık rıza geçerli olmayacaktır.

ORİJİNAL İÇERİK GAZETECİLİK FAALİYETİ KAPSAMINDA İŞLENEN VERİLERİ Mİ KAPSIYOR?– İfade özgürlüğü çoğulcu ve anayasal demokrasilerin temel taşıdır. Dolayısıyla bilgiye ulaşma da aynı yönde önem arz etmektedir. Bu noktada basın özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Kurul, kararlarını bu ölçüte dikkat ederek vermektedir.

BİLGİLERİN YAYIMLANMASINDA YASAL BİR ZORUNLULUK VAR MI? – Kamu kurumu tarafından ya da yasal zorunluluk nedeniyle paylaşılan verinin yayımlanma zorunluluğu varsa ve devam ediyorsa talebin kabulü oranı düşecektir.

BİLGİ CEZA GEREKTİREN BİR SUÇLA MI İLGİLİ? – İlgili kişinin işlediği suça ilişkin bilgiyle ilgili verilerin kaldırılması talebinin kabulü oranı suça göre değişiklik göstermektedir. Ağır nitelikteki suçların kaldırılması olasılığı düşecektir.

 

 

Her hakkı saklıdır. Bu yazı içeriğinde yer alan bilgiler, eteysehukuk.com a atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Atıf yapmadan, kısmen veya tamamen alıntı yapılması halinde ilgililer hakkında hukuki ve cezai yollara müracaat edilecektir.